Birini bir kadının, ötekini ise bir erkeğin, kullandığı iki otomobil çarpışmıştı. Büyük ölçüde zarar gören araçlardan sürünerek çıkabilen kazazedeler, kazayı yaralanmadan atlatmışlardı. Kadın ve erkek sürücüler birbirlerine ''geçmiş olsun'' dedikten sonra kadın sürücü, karşısındaki sürücüye, ''Ne ilginç değilmi'' dedi. Siz erkeksiniz, bende bir kadınım. İkimizin de arabası mahvoldu ama, ikimize de en ufak bir şey olmadı. Ve şöyle sürdürdü sözlerini: ''Bu kaza belkide biz birbirimizle tanışabilmemiz, hatta dost olup, yaşamımızın sonuna değin huzur ve mutluluk içinde birlikte yaşamamız için ilahi bir işaret de olabilir'' dedi. Erkek sürücü, kadının bu yaklaşımından heycanlandı. ''Evet galiba haklısınız'' dedi ve hurdaya dönen arabasında sapasağlam duran şarap şişesini gördü. ''Bakın arabam hurda oldu ama bu şarap şişesi kırılmadı bile'' dedi. ''Bu da kesinlikle bir mutluluk işareti olmalı.'' Kadın ilginç bir öneride bulundu: ''O halde bu mutlu işaretimizin geldiği anımıza, bu şarabı içerek kutlayalım'' dedi. Öneri adamın da hoşuna gitti. Şişeyi ağzına dikerek içindeki şarabın yarısını içti, sonrada şişeyi kadına uzattı. Kadın şişeyi almak istemedi. Adam merakla sordu: ''Bu mutlu anı kutlamayacak mısınız, siz içmeyecek misiniz'' dedi. Kadın kurnaz bir biçimde gülümsedi: ''Elbette içeceğim ama'' dedi. ''Önce trafik polisinin gelmesini bekleyeceğim.''