08.Mart.2023 | #1 |
Çevrimiçi
~Sadness~ |
Olurya Belki Birgün Okursun..
Hani derler ya hep; eğer rüyanda gördüğün kişi konusmuyorsa, gercekten odur diye..
Ben, yine her zaman oldugu gibi bugün de seni gördüm rüyamda. O çok sevdiğim yeşil elbiselerini giyinmişsin bu sefer. Bir telaş katmışsın yanına aceleyle gidiyordunuz ve yine beni görmedin... Daha önceleri konuşmasan bile en azından durur birbirimizi seyrederdik ve ben inanırdım gerçekten bana geldiğine. İlk defa bu kez o kadar çok istedim ki sahte olmasını sadece "seni özledim" kelimesi yeterliydi, oysa sen yine gerçektin ve beni yine yarım bırakıp gittin. Belki de gerçekten sahteydin "bir daha sakin karşıma çıkma" dedin bana, ben duymak istemedim. Bir elimde çok sevidiğin çikolatan diğerinde içmeden uyuyamadığın süt öylece kalakaldım kalabalığın içinde. Sadece arkasına bakmadan giden sen ve mutusuz bakışlarla telaşınla gidişini izleyen ben vardım koskoca meydan da. Arkandan avazım çıktığı kadar bağırdım, sadece bağırdım. Sonra şiddetle haykırmaya başladım yine sana hakaretler, kötü sözler, küfürler etmeye başladım yine acaba tutar mısın diye elimdekileri de fırlattım saygısızca arkandan. Gittin.. Birtek söz bile söylemeden arkana bakmadan çekip gittin. Sonra birden telefonum çaldı arayan sendin. "o geldiğin topraklara gelmiyor musun?" dedin "ne demek istiyorsun?" dedim telefonu yüzüme kapattın. Her zaman olduğu gibi yine yarım kaldım. Bir hışımla gözlerimi açtım herşeyi unutmak için, bütün güzel anılarımı unuttum kötülerini hiç bir zaman unutamadım. Biliyorum artık rüyalarıma da gelmeyeceksin "beni birakma" diyemeyeceğim sana ve sen "neden bırakayım hayatım sen benim gelecegimsin!" demeyeceksin hiç bir zaman. Her gün dört gözle saat altı buçuk olsun diye beklemeyeceğim, her gece sirf istiyorsun diye anlamadigim ders notlarina da seninle birlikte çalışamayacağım. Her sabah senin sesinle uyanmayı boş ver uyuyamayacağım bile. Gün geçecek artık ne mesaj atmaya nede aramaya cesaretim kalmayacak. Her iş çıkışında evimize gitmek istemeyeceğim, gittiğim zamanda çıkmamak için gayret edeceğim. Ben bu haldeyken sen hiç umursamayacaksın ama ben bunu bile bile gittiğimiz her yerde seni arayacağım. Bir gün artık unutmak isteyeceğim. Kolumdaki saati kutusuna koyup gözümün önünden kaldıracağım, ördüğün atkıyı kışlıkların arasına en ücra köşeye atıp, çalmayı çok istediğin kemanımı sırf sen istedin diye kırıp parçalara ayıracagım, aldıgın parfümüde her aklıma geldiğin de kendime, evime sırf bitsin diye arabama bile koku olarak kullanacağım. Ama ne saati, ne atkıyı, ne boş parfüm şişesini ne de kırdığım kemanı çöpe atamayacağım. Boş olduğunu bile bile "sen beni birakip gittin ama sen benim hala sevgilimsin" deyip, koklamayacağım görmeyeceğim etrafımdaki yeni açan çiçekleri. "Leyla mısın bilader önündekileri görmüyorsun" diyecek arkadaşlarım, yine beni andın sanıp boş boş güneşin batışını izlermiş gibi dönüş yoluna dalıp gideceğim, acaba geliyor musun diye. Zaman zaman kalbim sıkışacak aklıma kötü şeyler gelecek, başka bir arı üzerine konup seni kokluyor sanacağım deli gibi ordan oraya koşturacağım kovalarmışcasına. Telefonumu gözümün önünden hiç ayırmayacağım her dakika saate bakıyormuş gibi senden haber bekleyeceğim, asla aramayacaksın. Acaba bir gün karşına çıkar mı diye bulduğum her siteye siirlerle, sözlerle özlediğimi anlatacağım, senden başka herkez okuyacak sen yine görmeyeceksin. Biliyor musun.. 25 temmuz 2009 cumartesi günü nişanımız var. Ben bütün hazırlıkları tamamladım döndüğün zaman sen de vakit kaybetme diye. Hani ben düz işlemesiz altın sarısı alyanslardan olsun istiyorum demiştin hatırladın mı. İkiside evimiz de bizimle buluşacakları doğduğumuz günü bekliyorlar benim gibi. Benimkin de senin adın "İhanet" yazıyor, senin kinde de benim adım "Hicran"... İnsanlık hali olur ya o gün işin çıkar da gelemezsen her gece rüyamlarımız da buluştugumuz o ağacın altına gel ama sakın konuşma olur mu. Ben yine beklerim... |
|
|