08.Mart.2023 | #1 |
Çevrimiçi
~Sadness~ |
SessizLik..
Sessizlik...
Tik tak çalan bir saat... Zamanın sessiz ilerleyişini bozan sadece bu ses var. Geçen her saniyede ilerleyen yaşamın, geçen ömürden alıp götürdükleri, katıp getirdikleri ile nefes alıp vermeye devam eden bir döngüden bahsediyorum. Dünya üzerinde birçok insan her yeni güne yepyeni planlarla uyanır. Yapacak onlarca işleri vardır. Stres, yorgunluk, bıkkınlık, tatmin olamama duygusu, bir yerlere yetişmeye çalışmak... Hatta bazıları seneler sonrasını dahi planlamıştır. Nadir insan âna bağlıdır. Hayat dediğimizin andan ibaret olduğunu düşünür. Bu demek değildir ki plan yapmamalı. İnsanların planı olmalı ama sorumluluk duygusu ile her şeye hakim olma hırsı ile değil. Elde edemediklerinin sayısının her geçen gün artması insanı yapamam dediği ne varsa yapabileceği bir konuma sürükler. Tüm hırslarınızı bir kenara bırakın. Gözlerinizi birkaç dakikalığına kapatın. Bir ağacın altında oturduğunuzu hayal edin. Doğanın sessizliğindeki yaşamı dinleyin. Bu sessiz armonideki güzellikleri keşfedin. Bir karıncanın yuvasına götürmek için taşıdığı küçük bir buğday tanesini nice yollar aştığını düşünün. Bir arının bal yapabilmek için, kilometrelerce ötedeki çiçekteki polen ulaşmak için verdiği mücadeleye kulak kesilin. Kuşların yerden topladıkları dal parçaları ile kurmaya çalıştıkları yuvaları için nasıl çabaladıklarını dinleyin. Şu an tam tepenizde, bir kuş ağacın dallarından birinde özenle yuvasını yapıyor. Bize göre sadece bir ağaç iken, nice varlıklar için hayat olan ağaçları anlamaya çalışın. Nice asırlar yaşamış, mutluluklara, sevinçlere, savaşlara şahit olmuş. İnsanın insana hiç acımadan kıydığı her anı sessiz gözyaşları ile seyreden o ağaçlar... Kainatın kitabını okumaya başladığınız andan itibaren aslında hayatınızda kendinizi olmayacak sebeplerden ne kadar yıprattığınızı anlarsınız, en başta. Çünkü her şeyin 'nasipten' ibaret olduğu gözlerinizin önüne serilir. Nasibinde varsa karınca da arı da rızkını toplayacaktır. Bizler ne kadar planlar yaparsak yapalım, nasiptir her kapının anahtarı. Sorumluluklarınızın bilincinde olun ama planlar yaparken hırslarınızın esiri olmayın. Her şeyin hakimi olma dürtüsü, Firavun'u Firavun yapan değil midir? Bir zamanlar Musa iken Merkez Efendi adını almasına sebep olan cümlesi her şeyi açıklamaya yetmez mi? Sümbül Sinan Efendi sorar dervişlere: "Haşa Allah'ın yerine olsaydınız neyi değiştirmek isterdiniz?" diye. Merkez Efendi cevap verir: "Her şey zaten dengede ve ahenkte, canım efendim. Her şey zaten merkezinde." Her şey müthiş bir dengede ilerlerken elde edemeklerinin hırsının esir almasına izin vermemeli insan. Nasip de nasipsizlik de bir tefekkür gerektirir. ... Unutmayalım küçük bir kıvılcımdır tüm insanları etkileyen. Dünya üzerinde ırk, din, dil vs. yüzünden birbirini kıyan zalimlerle aynı havayı solumaya devam ediyoruz. Kendini bir diğerinden üstün gördüğü için hakir görüp, vicdanları sızlatan bir sürü zulme her geçen gün biraz daha sahne alıyor dünya. Ne acıdır ki sessiz bir sinema filmi izler gibi tepkiler aynı kınamaktan öteye gidemiyor insanlık... Zulüm aynı zulüm, sadece şiddeti artıyor her geçen gün. Her şeye hakim olmak isteyen insan diğerini ezip geçmek istiyor sadece. Avustralya keşfedilmeden önce orada yaşayan yerli halk Aborijinleri vahşi oldukları için hor gören modern insanlara(!) verilebilecek en güzel cevabı yine Aborijinler söylüyor: "Hepimiz bu zamanda ve mekanda ziyaretçiyiz. Yalnızca geçip gitmekteyiz. Buradaki amacımız gözlemek, öğrenmek, gelişmek ve sevmektir. Sonra yuvaya döneceğiz." |
|
|