Sivas'ın Yollarına Türküsünün Hikayesi
Evvel zamanda Sivas ilinden bir kervancı Halep'ten mal getirir. Tam üç yıldır kervancılar yurtlarından, baba ocaklarından ayrı düşmüşlerdir.
Kervancılar Halep'ten aylarca yol ala ala, en sonunda, karlı fırtınalı bir kış günü Sivas'la Kayseri arası yıkık bir Selçuk hanına kendilerini zor atarlar. Handa gecelemeye karar verip, yüklerini çözerler. Sivas çok yakında olduğundan kervancılar bir an evvel gitmek isterler ve gece yola çıkarlar.
Fırtınayı hesap etmeyen kervancıların kervanı yolda kara ve fırtınaya teslim olur, oracıkta hepsi ölürler. Onların ölüme teslim olduğu yere de kervan kıran denir.
Ve bu olay üstüne Anadolu insanları, türlü türlü türküler çıkarmışlardır Bu türküleri şairler, şair olmayanlar, olayı kim duyupta yüreği yandıysa ver yansın etmiştir. "Sivas'ın Yollarına Türküsü" de bu olay üzerine yazılmıştır.
Sivas'ın Yollarına Türküsünün Sözleri
Siyah saçım dolam dolam
Boynun da kurbanın olam
Eğer başka yar seversen
Bu ellerde nasıl duram
Sivas'ın yollarına
Çıkayım dağlarına
Bırak ben beni vuram
Ölüm gitmez zoruma
Selvi boylum salın da gel
Bir bakışın ömre bedel
İkimizi ayırdılar
Körolası zalım kader
Sivas'ın yollarına
Çıkayım dağlarına
Bırak ben beni vuram
Ölüm gitmez zoruma
aLinti
|